Osmanlı Devleti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Osmanlı Devleti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Aralık 2016 Perşembe

Ekber ve Erşed Sistemi Nedir Kısaca

EKBER VE ERŞAD SİSTEMİ

I. Ahmet ile birlikte Osmanlı Devleti'nde ekber ve er-şad sistemi uygulanmaya başlandı.

Bu uygulamaya göre Osmanlı hanedanı içerisinde yaşça en büyük ve olgun olanın tahta geçmesi usulü benimsendi. Böylece şehzadelerin tecrübe kazanmak için sancağa gönderilme usulü de kaldırılmış oldu. Artık şehzadeler hayatlarını Topkapı Sarayı’nda geçirmeye başladılar.

Osmanlı hükümdarları yasama, yürütme, yargı yetkilerini kendilerinde toplamışlardı; fakat uygulamanın hızlı ve kolay olması için görev dağılımına gitmişler ancak son söz hakkını yine ellerinde tutmuşlardı. Osmanlı Devleti’nde asıl hedef halkın huzur ve adaletli bir şekilde yönetilmesiydi ve devlet buna oldukça riayet etmiştir. Ayrıca Osmanlı’da devletin devamlılığı da önemli bir esastı. Bu durum devlete bazı adların verilmesine neden olmuştur.



Osmanlı Devleti genellikle şu isimlerle anılıyordu:

Devlet-i Muazzama

Devlet-i Aliye

Devlet-i Ebed-Müddet

♦ Saltanat-ı Alem Penah

♦  Saltanat-ı Adalet Divan

Osmanlı Devleti'nin başkentleri (pây-i taht) sırasıyla Söğüt, Karacahisar, Bursa, İznik, Edirne ve İstanbul’dur. Osmanlı Devleti merkeziyetçi bir yapıya sahip olmuş ve toplum:

Yönetenler (askeri)

Yönetilenler (reaya)

olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Devlet çok uluslu bir yapıya sahip olduğundan yönetimde zorluklar meydana gelebiliyordu; fakat hoşgörü ve eşitlik anlayışından taviz verilmeyince toplumu yönetmek daha da kolaylaşmıştır. Öyle ki Tanzimat’la birlikte Osmanlı Devlet anlayışında bazı değişiklikler olmuş ve halkın devlet için değil; devletin halk için kurulmuş olduğu fikri güç kazanmıştır.

Gülhane Hatt-ı Hümayun ile padişah kendi yetkilerinin sınırlandırıldığını kabul etmiş ve I. Meşrutiyete kadar devam eden bu süreçte kanun üstünlüğü geçerli olmuştur.

I. Meşrutiyet (1876) ile Osmanlı yönetim anlayışında değişiklik meydana getirmiştir. Anayasa ilan edilmiş ve meclis açılmıştı. Padişahın yetkilerinde herhangi bir kısıtlama gözükmese de halk ilk kez padişahın yanında yönetime ortak olmuştur.

II. Meşrutiyetin ilanı ile (23 Temmuz 1908) Meclis’in otoritesinin artmasına karşılık az da olsa padişahın yetkileri kısıtlanmıştır.

Osmanlı Devlet Anlayışı Nedir? Özeti

OSMANLI DEVLET ANLAYIŞI VE YÖNETİMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

★ Bir uç beyliği olarak Söğüt ve Domaniç yöresine yerleşerek beylik kuran Osmanlılar, kısa süre İçinde Anadolu’nun dışında, Avrupa’da da egemenlik kuran güçlü bir devlet konumuna geldi. Çok geniş bir coğrafyaya hakim olan Osmanlı Devleti, bünyesinde ırk, din, dil ayrımı gözetmeksizin barındırdığı milletleri yüzyıllarca başarıyla yönetti.

★ Osmanlı Devletl'nde hükümranlık anlayışının temeli İslam hukuku, eski Türk gelenekleri ve fethettikleri yerlerin geleneksel uygulamalarına dayanıyordu.



★ Eski Türklerde Tanrı’nın verdiği siyasi iktidar anlamında kullanılan “Kut anlayışı” Osmanlı Devleti’nln Türk Cihan Hakimiyeti’ne giden yolda temel felsefesi olmuştur.

★ Türk-İslam İnanışına göre halk (tebaa) padişaha bırakılmış kutsal bir emanet olarak algılanmakta idi. Padişah, Allah’ın emaneti olarak kabul edilen halka, adaletli davranmak ve onları korumak, kanunlara uygun olarak ülkeyi yönetmek, sınırları güvenlik altına almak, seferlere çıkarak yeni yerler fethetmek ve halkın huzur ve refahını artırmakla yükümlüydü.

★ Osmanlı devlet yöneticileri I. Murat’a kadar “Bey” unvanını taşıdılar. Daha sonra “Gazi” sıfatını eklediler. I. Murat ile beraber “Sultan”, Fâtih'ten sonra da “Pâdişâh” unvanını kullandılar.

★ Başlangıçta ülke hanedan üyelerinin ortak malı anlayışı hakimken I. Murattan sonra ülke “padişah ve oğullarının ortak malı” anlayışı kabul edildi.

★ Fatih Kanunnamesi ile hükümdarlar “devletin bekası için” taht mücadelelerini engellemek amacıyla kardeşlerini öldürmek yetkisine sahip oldular.

★ Devlet adamlarının padişaha bağlılık bildirmesine biat, padişahların tahta geçiş törenlerine kılıç ala , tahta çıkan padişahın askere dağıttığı hediyelere ise ;ulus bahşiş adı verilir.

Altınorda Devleti Hakkında Kısa Bilgi

ALTINORDA DEVLETİ (1227 - 1502)

Cengiz Han’ın oğullarından Cuci babasından önce ölmüştü. Cuci’nin oğullarından Orda ve Batu, dedelerinden hanlık için ikisinden birini tercih etmelerini istediler. Cengiz Han, BatuVu uygun gördü.

Dest - i Kıpçak ülkesinde kurulan Altın - Orda devleti başkent olarak Saray’ı seçmişti.

Batu Han ülkesinin sınırlarını hızla genişletti. İtil Bulgar devletine son verdi. Rus ve Lehlerle

savaşarak Moskova ve Kiev’i ele geçirdi.


Batu Han’ın ölümü üzerine yerine Berke Han geçti. Berke Han’ın Müslümanlığı seçmesi ile Türk - İslam devleti haline gelindi.

Berke Han zamanı Altın Orda Devleti’nin en parlak dönemidir.

Mengü Timur, Özbek Han ve Canibek Han zamanında gücünü koruyan devlet Canıbek’in ölümü üzerine taht kavgalarına sahne oldu. İyice zayıflayan Altın Orda Devleti’nden Lehistan ve Litvan-ya ayrılarak bağımsız devlet oldular.

★ Timur’dan yardım alan Toktamış Han iç karışıklığa son vererek devleti yeniden güçlendirdi.

★ Altın Orda Devleti ve Timur imparatorluğu arasında Maveraünnehir toprakları yüzünden anlaşmazlık çıktı. Toktamış Han’ı yeniden iç kavgaya sürükledi. Rusların ve Lehlerin saldırıları ile parçalanma sürecine girdi. Kırım, Nogay, Kazan, Kasım, Kü-çüm ve Ejderhan gibi yeni devletler kuruldu.

★ Kırım Han’ı Mengli Giray başkent Saray’ı ele geçirerek Altın Orda Devleti’ne son verdi.

6 Aralık 2016 Salı

Karakoyunlular Hakkında Kısa Bilgi

KARAKOYUNLULAR (1365 - 1469) 

Karakoyunlular, XIV. yüzyılın İkinci yarısında, Van Gölü kıyısındaki Erciş merkez olmak üzere kuzeyde Erzurum ve güneyde Musul’a kadar uzanan Doğu Anadolu toprakları üzerinde kurulmuş bir
Türkmen devletidir. XIV. yüzyıl ortalarında küçük bir kabile İken kısa zamanda büyük bir imparatorluk haline gelen Karakoyun-luların devlet teşkilatı İlhanlı ve Çağatay devletlerinin örgütleri esas alınarak meydana getirilmiştir. Karako-yunlu Devleti’nln saray örgütü de İlhanlIlar ve Timurlu-ların saray örgütü örnek alınarak oluşturulmuştur. Karakoyunlu hükümdarları, hayatlarının büyük bir kısmını savaş ve mücadelelerle geçirmelerine rağmen bilim ve fikir hayatının gelişmesine ve ülkelerinin bayındırlığına da büyük önem vermişlerdir.

Karakoyunlular döneminde İmar faaliyetleri de dikkat çekmektedir. Karakoyunlu hükümdarları başta Tebriz olmak üzere birçok yerde cami, medrese, hastane ve köprü yaptırmışlardır. Bunlardan; Cihan Şah’ın Tebriz’de yaptırmış olduğu Gök Mescld ve Medresesi, onun eşi Begim Hatun’un medrese ve İmareti, Van’daki Ulu Cami, İsfahan’daki Cuma Camisi, Kara-koyunluların dini mimarisinin en güzel örnekleridir. Karakoyunlular, Akkoyunlu hükümdarı

Niğbolu Savaşının Sonuçları

Niğbolu Savaşı (1396)

Nedenleri

Tuna Nehri’ne kadar ilerleyen Osmanlıların Orta Avrupa’yı tehdit etmeye başlaması

Osmanlıların Macaristan’a kadar ulaşması

Papa’nın Hıristiyan alemini kışkırtması

İstanbul’un kuşatılması (1395)

Türklerin Balkanlardan atılmak istenmesi

Macar Kralı Sigismund Avrupa’ya elçiler gönde
rerek yeni bir Haçlı ittifakının oluşmasına zemin hazırladı.

Papa’nın önderliğinde Fransız, Alman, İngiliz ve  Balkan milletlerinden bir Haçlı ordusu oluşturuldu.

Tuna Nehri kenarında yapılan Ortaçağın bu büyük meydan muharebesini Doğan Bey komutasındaki Osmanlı ordusu kazandı.


Niğbolu Savaşı Sonuçları

★  Osmanlı Devleti’nin Avrupa üzerindeki hakimiyeti artmıştır. k Macarlar etkisiz duruma getirilmiştir.

★ Haçlıların Türkleri Balkanlardan atma girişimi başarısız olmuştur.

★ Eflak (Romanya) ve Boğdan (Moldova) Osmanlı kontrolüne girmiştir.

★ Bulgar Krallığı’na tamamen son verilmiştir.

★ Mısır’daki Abbasi halifesi Yıldırım Bayezit’e “Sul-tan-ı İklimi Rum” unvanını vermiştir.

★ Osmanlıların İslam Dünyası’ndaki önemi arttı.

★ Yıldırım Bayezit’in beylikler üzerindeki etkisi artmıştır.

İstanbul'un Kuşatılması

Yıldırım Bayezıt Niğbolu zaferinden sonra İstanbul’u tekrar kuşattı. Bu kuşatmalar 1401 yılının ortalarına kadar devam etti. Doğuda beliren Timur tehlikesi nedeniyle Bizans’la anlaşma yapılarak kuşatma kaldırıldı.

Antlaşmanın Şartları

★  İstanbul’da Müslümanlar arasındaki davalara Osmanlı Kadıları bakacak.

★  İstanbul’da camisi ve mahkemesi olan bir Türk Mahallesi kurulacak.

★ Bizans Osmanlı Devleti’ne yılda 10.000 düka altın ödeyecek.

★  Ticaret amacıyla İstanbul’a giriş ve çıkışlar serbest olacak.

1. Kosova Savaşının Sonuçları

I. Kosova Savaşı (1389)

1389 yılında Balkanlar’da fetih hareketlerine hız veren Osmanlılar Manastır, Sofya ve Niş’i aldılar.

Bu durum Balkanlarda (Sırp, Bosna, Arnavut) ittifakını doğurdu.

Bu İttifak kuvvetleri, Şahin Bey komutasındaki Osmanlı akıncılarını Ploşnik mevkiinde pusuya düşürerek yenilgiye uğrattılar.

Bunun üzerine Balkanlarda yeni bir Haçlı ordusu oluşturuldu. (Hırvat, Leh, Macar, Sırp, Arnavut, Eflak) Kosova’da yapılan savaşta Osmanlı ordusu kısa sürede Haçlı ordusunu bozguna uğrattı.

Savaşın Sonuçları

★  I. Murat savaş alanını gezerken bir Sırplı tarafından hançerlenerek şehit edildi.

 ★ Türklerin İslam dünyasındaki itibarı arttı.

★ Osmanlılar, Haçlılara karşı İlk büyük meydan savaşını kazandılar.

★ Sınırlar Tuna’ya kadar ulaştı.

★ Osmanlılar ilk defa bu savaşta top kullandılar.

★ İlk defa Anadolu Beylikleri Osmanlı Devletı’ne yardımcı kuvvet gönderdiler.

★ Sırplar yeniden Osmanlı egemenliğine girdi ve Kuzey Sırbistan yolu Osmanlılara açıldı.

★ Osmanlıların batıya İlerleyişleri hızlandı.

BİLGİ NOTU

I. Murat Döneminde:

& Devşirme sistemi uygulanarak ilk defa Yeniçeri Ocağı kurulmuştur.

& Topçu Ocağı kurulmuştur.

& İlk defa sultan unvanı kullanılmıştır.

& Tımar sistemi uygulanmıştır.

& Anadolu Türk birliği adına önemli adımlar atılmıştır.

& Beylikten devlete geçiş sağlanmıştır.

& Çandarlı Halil ve Kara Rüstem Paşa ilk mali düzenlemeyi yapmışlardır.

& Vezir-i azam, defterdar ve kazaskerlik makamı oluşturuldu.

& Rumeli Beylerbeyliği kuruldu.

& Ülke, hanedan üyelerinin ortak malıdır anlayışı daraltılarak ülke padişah ve oğullarının ortak malıdır anlayışı

Edirne'nin Fethinin Sebep ve Sonuçları

Edirne'nin Fethi (1363)

Lala Şahin Paşa yönetimindeki Osmanlı ordusu Bizans - Bulgar ittifak güçlerini Sazlıdere’de yendi. Bu savaş sonucunda:

★ Edirne alındı (1363).

★ Sırp ve Bulgarların Bizans’la bağlantısı kesildi. ir Filibe ve Gümülcine alınarak Çatalca’ya kadar ulaşıldı.

★Balkan fetihlerinin yolu açıldı.

Rumeli’ye Geçişin Sebepleri

★Cihan hakimiyeti idealini gerçekleştirmek

★ Stratejik nedenler

★ İstanbul’un fethini kolaylaştırmak

★ Balkanlarda Fethi Kolaylaştıran Unsurlar ir Balkanlarda siyasi birliğin olmaması ve kendi aralarındaki mücadelelerin Türklerin takip ettiği siyasetin Doğudan gelen Türkmenlerin bu bölgeye gönderilmesi

★ Balkanlara önceden yerleşen Türklerin varlığı

Ads Inside Post